16 Şubat 2008 Cumartesi

HANİ...


şimdi böyle sessiz sakin; suskunum.. sıkıldım her şeyden. sanki üzerimde ölü toprağı var, hep bir şeylerin bitmesini beklemek gibi ya hayat.. yoruldum yürümekten; koşarken dalağımın şişivermesinden, nereye saracağımı şaşırdım biraz..


neresinden tutsam elimde kalıyor; hani kurumuş, beklentisiz, bereketsiz topraklar gibiyim nicedir.. boğazımda ne kadar dirensem de geçmeyen bir yumru, ne bastığım yerden eminim; ellerim tutmuyor; kör gibi, sağır gibi, dilsiz gibi tutunmaya çalışıyorum verilen ama tutulmayan tüm sözlere.. hani ağlamamak için biraz daha durmalıyım; yüreğime basa basa içimden yar gidiyor gibi olsa bile..
nerdeyim, kimleyim; kimdeyim bilmiyorum.. içimde depremler, git-geller, yalanların-heveslerin ağırlığı içimde, ışıkları kapatılmış saraylarımın; bitti sanıyorum sanki sevmelerim, sanki bir daha hiç sevemeyeceğim diye korkumdan üşüyorum, durmadan içim ürperiyor..


bahar gelecek işte.. ben yedi kat yerin altından örgütlenip o kurumuş topraktan çıkıvereceğim, tomurcuklarım gülümseyecek bana.. biliyorum..


bahar gelecek, tomurcuklanacağım, güneş bana gülecek, böyle üşümelerim geçecek hep.


aşkolsun sana be papatya!