Bugünün işini yarına bırakma. Bu sözü geçmişten bu yana biliriz ve sıklıkla duyarız. Peki bırakırsak ne olur? Birçok kez birşey olmaz canım ne olacak sanki, yarın yaparım işte deriz ve bir bakarız ertelene ertelene işler çığrından çıkma noktasına gelmiş.
Bu şimdi nerden aklına geldi, biz bunları zaten biliyoruz diye düşünebilirsiniz. Bildiğinizi biliyorum, bende biliyordum tüm bunarı ama yinede şu günlerde yarına bıraktığım işlerin cezasını çekiyorum. Şu sıcak yaz günlerinde ders çalışıyorum. Neden??? Çünkü zamanında tembellik edip hep yarına bıraktığım için. Türk halkı olarak zaten tembel bir topluma sahibiz. Yanlış anlaşılmasın bu tembellik bilgisizlik anlamında değil...
Okul hayatında, iş hayatında, günlük hayatta ve en önemlisi de özel hayatta hemen hemen hergün yaptığımız şey aslında bu.
Özelliklede özel hayatta anı yaşayın ve asla sevgileri, aşkları yarına ertelemeyin... Hayatı ıskalamayın, hayatı ertelemeyin...
Hiçbir zaman bir şeyi özel bir durum için saklamayın. Zira yaşadığımız hergün zaten özel.. Lügatınızdan "Belki birgün" veya "günün birinde" gibi kelimeleri çıkarın ve sevdiklerinize onları ne kadar çok sevdiğinizi söylemeyi ertelemeyin. Özel bir şeyi hayatınıza güzel bir gülümseme getirecek özel birgün için ayırmayın, saklamayın. Çünkü hergün, her saniye ve her dakika özel...
Pişmanlıklar, keşkeler yaşamamak için bugünün, şu anın değerini çok iyi bilmek gerekiyor ve bir işi ne olursa olsun zamanında yapmak gerekiyor. Yoksa benim gibi caaanım tatilinizi ders çalışmak yada ertelediğiniz işi yapmak zorunda kalarak geçirebilirsiniz.
Bu arada ne dersi diye düşünenler olabilir. Açıköğretim işletme bütünleme sınavları. Gerçi bunlar hem çalışıp hem okumanın cilveleri ama cefa çekilmeden sefa sürülmüyor değil mi?
İşte şu günlerde yoğun bir şekilde ders çalıştığım için blog sayfamada fazla zaman ayıramıyorum. Gerçi bu kezde yazı yazmayı erteliyorum ama napalım...
Ve yazımı Hz. Ali' nin şu sözü ile noktalıyorum;
"Yapman gereken hayırlı, yararlı işleri yarına bırakma,
Bakarsın yarın olurda sen olmazsın."