19 Ağustos 2007 Pazar

Okudukça Düşünceye Yükseliş

Düşünce, insanı insan yapan önemli olgulardan biridir. Her kişinin kendine özgü düşünceleri vardır ve birbirinden farklıdır. Herhangi bir olay için farklı, diğer bir olay içinde farklı düşünebilir. Önemli olan bu farklı düşüncelere insanların yaklaşımıdır.

Her insan düşüncelerini paylaşma cesareti göstermeyebilir. Görüşlerini içinde tutup paylaşmamak, bunları yansıtamamak insanın konuşma yeteneğinden kaynaklanır. Düşüncelerini ifade edemeyen insan okumaya meyilli olmayan insandır.

“Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?” bunun cevabı hep tartışılır öyle değil mi? Kimi derki çok okuyan, kimi derki çok gezen. Herkes farklı görüş sunar ama şu bir gerçektir ki bir kitap okumak, senelerce boş boş gezmekten bin kat daha faydalıdır belkide insana. Özgür düşüncelere ve olgun düşüncelere sahip olmak isteyen gençlik bunu okudukça geliştirir. Okudukça hayata atılır ve okudukça kişiliğini geliştirir. İnsan düşüncelerini okudukça daha iyi ifade eder. Bunun güzel bir örneğini vermek istiyorum. Fazıl Hüsnü Dağlarca’ nın bazı şiirlerinde şu fark edilir ki; düşünceden şiire ulaşmaya çalışırken, şiirden düşünceye yükselir. Belki bu onun zıt bir davranışa sahip olduğunu gösterir ama kendisini düşüncelere bırakmış ve insanlara bunu yansıtmıştır. Bu şairin Havaya Çizilen Dünya adlı kitabındaki ilk şiiri düşünüş ve yaratış tarzını çok iyi anlatan şiir şu mısralarla sone erer;

“…Çiziyorum havaya dünyamı bir çiçekle
ve hayran bakıyorum bu rüya gibi şekle…”

Düşünüş ve yaşayış tarzının temeli okumaktır. Ümit edilen gençlik, yaşamında bir şeyler verdikçe karşısındaki insanları zenginleştirir. Kendi içindeki yaşama sevincini de coşturarak, onunkini de coşturur. Almak için vermemeliyiz. Vermek başlı başına doyulmaz bir sevinçtir…